16 Nisan 2013 Salı

Yogaci ve Ilahiyatci Prof. Dr. Salih Akdemir



Islam'da meditasyon zikir olarak var
A.Ü İlahiyat Fakültesi Profesörü Dr. Salih Akdemir, fakültede yoga yapmasıyla alışılmadık bir ilahiyatçı portresi çizdi. Yoga ve meditasyonu 'gurum' dediği, Dr. Muammer Karakaş'tan öğrendiğini söyleyen Salih Akdemir ve Muammer Karakaş'la meditasyon ve İslam'ı konuştuk

Şehriban Oğan imzalı haber gündeme bomba gibi düştü. A.Ü. İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi, Tefsir Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Salih Akdemir okulda yoga yaparken poz vermişti. Röportajda Kuran'ın birçok yerinde 'zikir' sözcüğünün geçtiğini belirten Akdemir herkesi yogaya çağırıyordu. 3 yıl önce 'gurum' dediği Dr. Muammer Karakaş'la tanışıpa yoga ve meditasyona başlamıştı. Bir ilahiyatçının yoga yapması ilginçti. Prof. Dr. Salih Akdemir ve Dr. Muammer Karakaş'ı buluşup ayrıntıları konuştuk.



Salih Akdemir'le nasıl tanıştınız?

Dr. Muammer Karakaş: Menekşe Öztürk adlı milli tekvandocu bir hanım yoga öğrenmek için geldi. Bir gün 'hocam seveceğiniz, çok şey öğreneceğiniz bir hocamla tanıştıracağım sizi' dedi. Böyle tanıştık. Ben hocaya meditasyon o bana İbranice öğretti. Salih Hoca'nın Kuran-ı Kerim tercümesinden çok etkilendim, özellikle de 'Ben cinleri ve insanları bana ibadet etsinler diye yarattım' cümlesiyle ilgili yorumundan. Hoca ibadet kelimesinin 'abede' kökeninden geldiğini ve bunun 'bir şeyi yapmak, oluşturmak, yaratmak' anlamı olduğunu yorumluyordu. Yani insanın, hamlıktan kemale erişmesi gerektiğini söylüyordu. Kemale ermemiş, aciz insanın aslında çekirdeğinde ilahiliği, mükemmelliği taşıdığını söylüyordu. Oysa biz basit bir şekilde o ayeti ibadet etmek diye anlıyorduk. Bütün dinlerde insanın kemale, en mükemmele doğru gidişi vardır. Mükemmel olan nedir: O'dur

Prof Dr. Salih Akdemir: Meditasyondan gayemiz Nietzsche'nin dediği üstün insanı oluşturmak; tasavvufta buna 'insan-ı kamil' diyoruz. Toplum içinde yabancılaşmamış, kendini gerçekleştiren insanı istiyoruz. O insan, bütün bilgeliklerin hepsini içinde barındıracak. O yorumun anlamı içimize tanrısal modeli yerleştiriyor. İnsan, kurumların, ideolojilerin, yöneticilerin etkisinde kalır ve kendi olma sürecine giremezse yabancılaşma başlar. Ben meditasyonu ruhsal akışa bırakma olarak algılıyorum.

İLAHİ AKIŞA DAHİL OLALIM



Hasan Dağı'na tırmanış hikayeniz var bir de...

Prof. Dr. Salih Akdemir: Tırmanışın amacı varlıkla bütünleşmekti. Yaşam vakit geçirmek için değil, ilahi akışa dahil olarak bir şeyler yapmak içindir. Biz dördüncü aşamaya, meditasyonun sağladığı sakin bilinçlilik haline giremezsek olamayız. Yunus'un 'bir ben vardır bende benden içeru' dediği durumun bilincinde olmazsak, bizi diğer varlıklardan ayıran tanrısal boyutumuz ortaya çıkmaz.


DEVAMI ICIN TIKLAYIN

Hiç yorum yok: