23 Mayıs 2013 Perşembe

Havada/Alanda bulunan (microclusters/prana/) nefes, ritmis seslerle ve bilinc ile aktive edilince kutsal geometri meydana gelip maddeyi baska boyuta tasimakta


Havada/alanda bulunan (microclusters/prana/) nefes, ritmik seslerle ve bilinc ile aktive edilince kutsal geometri meydana getirip maddeyi (insani) baska boyuta tasimakta


Zaman zaman 40 gunluk kuru oruc tutan eski Misirlilar Monotomik altin tozunu icerek baska boyutlari deneyimlediler...

Vucudumuzun fiziksel kutlesinden baska birde enerji kutlesi bulunmakta. Yiyeceklerimizi kutsal geometri yaratamayan molekullerden secersek (microcluster siz), vucut halsiz kalir, hastalanir, hizli yaslanir, kemik dejenerasyona ugrar ve beyin hizla olur. Olu yiyecek sectigimizde vucudumuzda tum negatiflikler baslar. Olu yiyecek ise pismis ve enzimi, microcluster 'i olmus demektir. Yiyeceklerinizi taze ve canli secin. Topraktan gelen ve temiz su ve gunesle buyumus taze yiyecek secin. Bazi sert yiyeceklerinizi cok az haslayin bazilarini hic pisirmeyin. Meyze ve sebzeyi en yuksek enerjide dalindan kopararak tuketin.  

Enerjisi bozulmus ve olmus yiyecekleri kendi bilinciniz ile tekrar canlandirmak mumkun...Insan bilinci dusundukce alanda microcluster uretir ve etraftaki maddeyi etkiler. Siz niyet ederek kutsal geometri molekulleri yaratabilir ve cok enerjisi olmayan yiyecegi microclusterlarla tekrar canlandirabilirsiniz. Yiyeceklerinize yemeden once sevgi yollayin.

18 Mayıs 2013 Cumartesi

Bobrek problemi olanlar Protein/Fosfor/Potasyumlu yiyecek kesilikle almamali!!

BOBREK PROBLEMLERINDE PROTEIN/FOSFOR/POTASYUM ALINMAMALI , bobrek duzelene kadar...


BOBREKLE ILGILI COK ONEMLI DIYET BILGILERI ICIN TIKLAYIN

Asagidaki yiyeceklere HAYIR!!! BOBREGINIZI KORUYUN....


Potasyumun en cok bulundugu yiyecekler...
Muz, havuz, patates, uzum, ispanak, domates, somon baligi, yagsiz yogurt, inek/dana eti.

Fosforun en cok bulundugu yiyecekler ...
Bugday urunleri, peynir, tavuk, sarimsak, aycicek cekirdegi, brokkoli, misir, kuru yemisler,  cogu fasulye turleri...

ACIL BOBREK DETOXU YAPIN....MEYVE YIYIN....Karpuz, kavun, uzum, cilek, ahududu yiyin...Sabahlari ozellikle...2 litle alkali su icin....BOBREGINIZI BIR YIL ICINDE KURTARABILIRSINIZ....
DETOX, DETOX, DETOX, DETOX, DETOX, DETOX,DETOX, DETOX,DETOX,DETOX
DETOX



Sute alerjisi olan bebek/cocuklara Hindistan Cevizi sutu



Alerjiler ve sutlu urunler

Hindistan Cevizi sutu alternatifi

Video icin Tiklayin/Sute alternatif Hindistan Cevizi Sutu

10 Mayıs 2013 Cuma

Balkonlara bahce yaratin, kendi organik sebzelerinizi yetistirin...

Mukemmel bahcecilik...Yerim yok, balkon kucuk demeyin. Hemen siselerinizi biriktirin ve sebzelerinizi yetistirmeye baslayin...

 
 

6 Mayıs 2013 Pazartesi

IKSIR VE TARIHI


İKSİR

Kelimenin Kökeni

Bu kelime, Latince elixir kelimesinden kaynaklanır ve eliksir de Arapça el-iksir kelimesinin Latinceleşmiş bir şeklidir. Grekçe’de tıp ve simya dönüşümü için kullanılan kuru bir toz olan xerion sözcüğüne akrabadır.

Özelliği ve Önemi

Din, mitoloji ve peri hikayelerinde bir yerlerde yaşlıyı genç kılan, hastayı iyileştiren, veya ondan bir yudum, soluk veya parça ısıracak kadar şanslı, bilge veya kurnaz olana refah ve sonsuz yaşam veren bir ot, pınar, taş, sarhoş edici içki veya cadı kazanında hazırlanan zehirleyici bir karışım olduğu fantezisi oldukça yaygındır. Gılgameş Destanında Uruk’un görkemli kralı sonsuz yaşamın sırrını bulmak için yolculuğa çıkar ve denizin dibinde sonsuz yaşam otunu bulma şansını sahip olur. Onu yerinden söker ama dikkatsiz bir şekilde onu ortalıkta bırakır ve bir deniz yılanı onu çalar.
Gılgameş’in kaybettiği şeyi bulmak için sayısız insan çabalamıştır. Sağlık, refah ve sonsuz yaşamı bağışlayabilen sihirli bir maddenin varlığı konusunda inanç insanların ölüme meydan okuması kadar eski bir düşünsel dilektir. Ölümü yaşamın doğal sonucu olarak kabul etmekten uzak, her yerde insanlar ölümü cehalet ve kötü niyetin sonucu olarak görmüşlerdir. İnsanların bir zamanlar ölümsüz oldukları ve halen olmaları gerektiği inancı ölümün dünyaya nasıl girdiğini anlatan mitolojik öykülerde içerilmektedir. Gılgameş Destanındaki gibi bir deniz yılanın ölümsüzlük otunu çalması motifi dünyanın her tarafında tekrarlanmaktadır. Hepsi bir yılan veya deniz canavarının kutsal bir ölümsüzlük pınarı, yaşam ağacı, gençlik pınarı, altın elma vs. koruduğu mitinin varyasyonlarıdır. Bütün bu mitlerin arkasında tanrıların kıskanç olduğu ve ölümsüzlük iksirini insanların ulaşamayacağı yerlerde sakladığı korkusu yatar (Tekvin 3:22′e bakınız). İnsanlar öz hakkı olan ölümsüzlüğü geri kazanmak için tanrıları ayartmak veya atlatmak için gerek fiziksel, gerekse de ruhsal olarak büyük çaba harcamışlardır.

Yaşam Suları

Mısır, Hint, Grek, Babil ve İbrani yaratılış efsanelerine göre hayat, her şeyin özünü taşıyan ilkel madde olan sudan çıkar. Tufan efsanelerinde hayat sulara (şekilsiz biçim) geri döner, buradan yeni şekillerle yeniden ortaya çıkabilir. Vaftiz töreni suyun hayatın kaynağı olduğu ve dolayısıyla yeniden doğma ve ölümsüzlüğün kaynağı olduğu inancından doğmuştur. Bu şekilde su nihai büyüsel ve tıbbi madde olmaktadır. Arındırır, gençliği yeniler ve bu yaşamda ve gelecek yaşamda ölümsüzlüğü temin eder. Bu sihirli “ab-ı hayat”a (yaşam suyu) birçok isim verilmiştir – soma, haoma, ambrosya, şarap – her biri insanlara ve tanrılara bilgi, güç ve ölümsüzlük başlayabilecek kutsal bir içecektir.
Hem aylık yinelenmesinden dolayı, hem de hayatın kaynağı su üzerindeki kontrolünden dolayı ay yinelenmenin nihai sembolüdür. Ayı deniz suyu, yağmur, bitkisel yaşam, dişi bereket, doğum, ölüm, inisiyasyon ve yinelemeye ilişkilendiren sembolizm Neolitik çağına dek iner. Güneş de güçlü bir yineleme ve ölümsüzlük sembolüdür. Güneş ve ayla ilgili mitolojik ve dini bağlantılar, insanların bu gök cisimlerine ilintili sıvı, bitki, hayvan, mineral ve metalleri kullanarak neden iksirler hazırlamak istediklerini açıklar.

İlkel Kavim ve Kadim Dinler

Şamanizm’in temsil ettiği ilkel kavim ve kadim dinlerinde iksirler, topluluğa psikotik maddeler şeklinde sağlanıyordu. Şaman ve takipçilerini yaşadıkları dünyadan da daha gerçek bir ruh alemiyle irtibat kurmalarını sağlayan vizyon ve vecit halleri yaratma açısında psikotikler, halüsyonojenler ve uyuşturucular çok önemlidir. Bu vizyonlar sefalet, hastalık ve ölümün içinde bulunmadığı doğaüstü bir alemin varolduğu inancını desteklemektedir (ve belki de üretmektedir). Ölümsüzlük vizyonundan ölümsüzlük arayışına geçiş küçük bir adımdır. Vizyonu yaratan madde şifa ritüellerinde kullanılıyordu veya da ilaç olarak veriliyordu. Bazen Vedik ritüellerde soma için ve Kuzey Amerika düzlük Kızılderililerin kullandığı psikotik madde “Baba Peyote” için yapıldığı gibi onlara bizzat tanrılaştırıp tapılıyordu. İnsanlar bu tanrıları elle tutabileceklerini ve onları yiyip güç ve ölümsüzlüklerini özümseyebileceklerine inanıyorlardı. Bunun arkasındaki inanç insan yediği şey olduğu ve hayvan, insan ve ilahi gücü sindirim sistemi ile özümseyebileceği fikri yatmaktadır. Bu inancın ciddi veya mecazi olarak alınması, değişik dini akımlarda kurbanların yenilmesi için zemin hazırlamıştır (Dionysis, Attik, Eleusis, Hıristiyan).
Rg Veda’da anlatılan Soma ritüeli bir iksirin hazırlanışını ve kullanışını anlatan en eski kayıtlı dini törendir. Soma’nın ne olduğu konusunda farklı fikirler ortaya atılmıştır. R. Gordon Wasson’un araştırmaları (1969) soma’nın sıvısı öldürücü bir zehir olan, ama sulandırıldığında psikotik bir madde olan Amanita Muscaria mantarından hazırlandığı olasılığını oldukça inandırıcı kılmaktadır. İçkinin neden olduğu ölümsüzlük vizyonları içkinin kendisiyle özdeşleşmiştir. Bu konuda şiirler de yazılmıştır:
Somayı içtik ve ölümsüzleştik
Tanrıların keşfettiği ışığa eriştik
Bize artık hangi şerlik işler ki?
Ve ölümlülerin kini bize karşı ne yarar ki? ey Ölümsüz Tanrı
Soma’nın kullanımı Vedik dönemin sonuna dek ortadan kalktı. Bazı alimler bu gelişmeyi Hint-Avrupalıların mantarın yetiştiği bölgelerden uzak yerlere göçmelerine atfetmektedirler. Belki de daha inandırıcı bir görüşe göre zamanla ruhban sınıfın daha çok hakim olduğu kurumsallaşmış ve daha az coşkulu bir din anlayışı yaygınlaşmıştı.

Dünya Dinleri ve İksir

Şamanizm’in yerine yavaş yavaş daha organize dinler geçerken, zihinsel farklılaşım yaratan druglar şeklinde iksirlerin ritüel kullanımı giderek ruhban sınıfın tekeliyle sınırlandı. Zamanla tamamen terk edildi veya ruhban sınıfın kontrolü altında (etkisiz maddelerin kullanıldığı) sembolik ritüeller yerini aldı. Bu durum hem Hint ibadette ravent suyu ve diğer sıvıların somanın yerine aldığı Vedik sonrası döneminde, hem de haoma’nın içimi Zerdüşt tarafından vazgeçirildiği İran’ın erken Zerdüşt döneminde yaşanmıştı. Bireysel vecit özelliklerine dayanan Şamanların transları, hiyerarşi ve muhafazakârlık üzerinde kurulu dini teşkilatlara ters düşmektedir. Eleusis Misterlerde kukeon’i içme ritüeli teşkilatlı dinlerin bireysel vecit deneyimleri nasıl bir takdis edilmiş bir rahip tarafından toplumsal bir olaya dönüştürüldüğü konusunda bir örnek oluşturmaktadır.
Diğer bir örnek de Hıristiyanlıkta komünyon ayinidir. Bir iksir kavramında ölümsüzlük vaadi bu ritüelin esasını oluşturur. Yuhanna İnciline göre (6:51) ekmek ve şarap tam anlamıyla İsa’nın bedeni ve kanıdır ve onu sindiren kişiye sonsuz yaşam verir. Antakya’lı Ignatius (Ölümü M.S. 113) ekmeği ebediyet ilacı ve ölüme karşı çare olarak tanımladı. Ancak Hıristiyan teologlar komünyon doktrininde İsa’nın gerçek varlığında saklı tanrılaşma ve (ahlaki terbiye gerekmeden imanın hidayet için yeterli olduğu) antinomyanizim fikirlerinin tehlikelerinin farkındaydı ve sürekli olarak bu iki konuda uyarılarda bulunuyorlardı. Aziz Pavlus’ın erken Hıristiyanlar tarafından kutlanan Aşk Ziyafeti Agape’yi kınaması (bakınız 1 Cor. 10-11), coşkunun heteredoks inançlara yol açabileceği korkusunu yansımaktadır. Kilise güç kazandıkça eki Şamanik uygulamaları devam eden bireyler din sapkınları olarak afişlendiler ve kıyıma uğradılar. Cadıların, majisyenlerin ve simyagerlerin kaderi buydu.

Simya ve İksir

Hem doğu, hem de batı simyagerler insanları ölümsüz kılan iksirler ürettiklerini iddia etmişlerdir. Ama Çin simyagerler Hint, Grek ve batı simyagerlere kıyasla fiziksel ölümsüzlük arayışında daha da ısrarcı bir tutum içindeydiler. Batı düşüncesine o denli has olan bu dünya ve öte dünya arasındaki fark Çin simyagerler tarafından göze alınmıyordu, ayrıca Grek ve Hint simyagerler gibi kozmostan kurtulmayı da ummuyorlardı. Çinliler için madde ve ruh tek bir organik bütünün parçalarıydı ve iksirlerin işlevi bir nevi sürekli tutkal gibi hareket edip beden ve ruhu sonsuza dek bir bütün olarak tutup “cevheri” (şen) korumaktı.
Çinliler her zaman yaşamı uzatmakla ilgilenirlerdi, ancak görünüşe göre ölümsüzlük iksiri fikri erken Taoist felsefesinin harfi tefsirinden dolayı ilk kez dördüncü asırda ortaya çıktı. Esasında Tao kelimesi fiziksel bedenlerin gelişmesi ve çalışmasını sağlayan yaşam gücü anlamına gelmişti. Zamanla Taoist simyagerler bu soyut ilkeyi içilir veya yenilir bir iksire dönüştürdü. Tek sorun Tao’nın maddi yapısını tayin etmek ve yenilir bir şekle sokmaktı. Genel görüşe göre özellikle dayanıklılığından dolayı altın ve renginden dolayı zincifre en gözde adaylardı. Dünyanın her tarafında insanlar altının mükemmel ve yok edilmez özelliğini kendileri dahil mükemmel olmayan şeylere aşılamaya çalışmışlardır. Bunu başarmak için altın tozunu yemişler ve altınlı içkiler içmişlerdir. (Batı simyagerler Musa için simyager demişler, bunun sebebi Çıkış 32:20′de İsrailoğullarını altın buzağıyı toz haline getirip suyla karıştırıp içmelerine zorlamıştır).
Zincifrenin iksir için ideal madde olduğu fikri onun rengi ve kimyasal yapısına dayanmaktaydı. Zincifre kanın rengi kırmızıdır ve cıva kükürt karışımı cıva sülfat olduğu için metallerin en canlısı saf cıvaya dönüştürülebilir. Tabii ki, burada önemli bir sorun var, zincifre zehirlidir, ama ölümsüzlük güçlü bir hayaldi ve simyagerler başkaları gibi çileyi gerekli bir bedel olarak kabul etmişlerdi. M.S. 820 ve 659 yılları arasında tam altı Çin İmparatoru sonsuza dek yaşama dileği ile aldıkları iksirlerden zehirlendiler. Joseph Needham (1957) dokuzuncu asırdan sonra Çin simyasının gözden düşmesinin sebebi için zehirlenmenin önemli bir unsur olduğunu ortaya atmıştır.
Simyasal bir iksirin fikri Orta Çağlarda Batıya İslam aracılığı ile gelmiştir. Ancak Hıristiyanların madde ve ruh ayrımı ve ahrette yaşam üzerinde durmaları simyagerlerin bu yaşamda ölümsüzlüğü kabul etmelerini zorlaştırdı. Yine de bazı simyagerler ölümsüzlük iksirini yaratmaya çalıştılar ve deneyleri tıbbi teori ve uygulamalara katkıda bulundu, çoğu simyager ise basit metalleri altına çevirecek daha sınırlı ve dünyevi amaca yöneldiler. Seçkin bir grup ruhsal simyagerler her iki amacı hor gördüler ve ruhu yüceltip ilahi menşeine götürecek ruhsal iksirler aradılar.
Ölümsüzlük iksirini arayan bütün bu simyagerler arasında, bildiğimiz kadarıyla hiçbiri başaramadı. Ancak insanoğlunu sefalet, hastalık ve ölümden kurtaracak bir maddenin olduğu fikri dini, felsefi ve bilimsel düşünceye güçlü bir dürtü olmuştur.
 http://iksir.wordpress.com/about/

Şifalı Türk müziği makamları


Şifalı Türk müziği makamları

 

Osmanlı zamanında edirne’deki şifahane’de pek çok hastalığı tedavi etmek için kullanılan makamlar.
*Nihavent pertatonik: Genel bir barış ve rahatlık duygusu verir. Kan dolaşımını ve tansiyonu düzenler. Kasları rahatlatır. Öğleyin daha etkilidir.
* Rast makamı: Başa, gözlere ve felce iyidir. Neşe verir. Seher vakti ve gece yarısı daha etkilidir.

* Rehavi makamı: Genel rahatlık hissi verir. Başa ve gözlere iyidir. Seher vakti daha etkilidir.
* Hüseyni makamı: İç organlara, kalp, mide ve karaciğere iyidir. Sükunet ve rahatlık verir.
* Hicaz makamı: Böbreklere faydalıdır.
* Acemaşiran makamı: Yaratıcılık ve sonsuzluk hissi verir. Doğumda rahatlık sağlar.
* Uşşak makamı: Ayaklara yararlıdır. Gülme hissi ve uyku verir. Gün batarken etkilidir.
* Segah makamı: Kalbe kuvvet verir. Beyne faydalıdır. Rahatlık ve cesaret verir.
* Saba makamı: Şecaat, cesaret, kuvvet ve rahatlık verir.
* Buse makamı: Karın bölgesine ve kaslara faydalıdır. Kan dolaşımını ve tansiyonu düzenler.
* Isfahan makamı: Kadın hastalıklarına iyidir.
* Neva makamı: Kalça ve bel ağrılarına iyi gelir.
* Baksı dansı: Eski Türklerde baksı adı verilen Kılkopuz ile yapılan müzik uygulaması.
* Arşetipikal hareketleri: Kol, omuz ve baş hareketleri ile hazırlık ve terapi sağlar.
* Irak makamı: Esmer tenlilerde tesirlidir. Anlamayı ve öğrenmeyi kolaylaştırır. Konsantrasyonu sağlar.
Bu kadarla kalsa iyi, bu “ilaçları” ne zaman alacağımız da ayrıntılanmış:
Rast ve Rehavi makamları: Seher zamanları etkilidir.
Hüseyni makamı: Sabahleyin etkilidir.
Irak makamı: Kuşlukta etkilidir.
Nihavend makamı: Öğleyin etkilidir.
Hicaz makamı: İki ezan arası etkilidir.
Buselik makamı: İkindi zamanı etkilidir.
Uşşak makamı: Gün batarken etkilidir.
Zengüle makamı: Gurubdan sonra etkilidir.
Muhalif makamları: Yatsıdan sonra etkilidir.
Rast makamı: Gece yarısı etkilidir.
Zirefkend makamı: Gece yarısından sonra etkilidir

4 Mayıs 2013 Cumartesi

Limon suyu ve sarımsak mucizesi bunu yılda bir kez mutlaka yapın…


Limon suyu ve sarımsak mucizesi bunu yılda bir kez mutlaka yapın…

 
Özellikle Rus doktorların tavsiye ettiği kalp ve damar hastalıkları reçetesi mucizevi sonuçlar veriyor. Bitkilerle doğal tedavi yöntemine son derece önem veren Rus tıp dünyas…ı, bu formülü yüzlerce yıldır kullanıyor ve son derece başarılı sonuçlar elde ediyor. Limon suyu ve sarımsakla yapılan karışım, damar sertlikleri, damar yağlanması, damar tıkanıklıkları ve tansiyon gibi sorunları kalıcı olarak ortadan kaldırıyor. Türkiye’deki bazı doktorlar da hastalarına bu formülü öneriyor.
EVİNİZDE KENDİNİZ YAPABİLİRSİNİZ
 - 2 Litre hiç su katılmamış sıkılmış limon suyu
 - 40 diş soyulmuş ve ezilmiş sarımsak
 - Ağzı sıkı kapanan koyu renkli bir kavanoz (2 litrelik pet şişeler de kullanılabilir)
HAZIRLANIŞI 2 Litrelik kavanoz ya da pet şişeyi dolduracak kadar limon satın alın. Limonların suyunu iyice sıkıp şişeye doldurun. Soyulmuş 40 diş orta boy sarımsağı yıkamadan ve ezerek limonun içine atıp şişenin kapağını sıkıca kapatın. 25 gün boyunca normal ılık bir yerde tutun ve her gün birkaç kez çalkalayın. Yaklaşık 25 gün sonra sarımsakların limon suyunun içinde eridiğini göreceksiniz. 25 gün sonra hazır hale gelen karışımdan her sabah kahvaltıdan yarım saat önce yarım çay bardağı için. Bunu hergün düzenli olarak ve mümkünse aynı saatte yapın. Bu karışımın içine asla başka bir madde (şeker, tuz, tatlandırıcı vs. katmayın)
FAYDALARI
1- Tüm damar iltihaplarını (vasküler) tedavi ediyor, tıkanan damarları açıyor, damar sertliklerini ve hipertansiyonu önlüyor.
2- Kolesterol ve lipidi düşürüyor, zararlı yağların yakılmasını sağlıyor, kilo verdiriyor (bazal metabolizmayı hızlandırıp yağların yakılmasını sağladığı için iştahı açıyor.), vücuttaki şeker oranını dengeliyor, pankreasin yenilemesini sağlıyor.
 3- Böbrek ve safra taşlarını eritiyor, idrar söktürüyor, vücuttaki şişkinliği yok ediyor ve dokularda ödem oluşmasını engelliyor.
 4- Helycobeacter pylori adlı ülser mikrobunu öldürerek mide ve oniki parmak bağırsağı ülserinin kesin tedavisini yapıyor.
5- Tüm romatizmal iltihabi önleyor, her tür romatizmal ağrıları dindiriyor, kireçlenmeyi önlüyor, eklem yüzeylerinin yenilenmesini sağlıyor ve her türlü ağrıyı kesiyor.
 6- Beyin hücreleri ve tüm sinir sistemlerini yeniliyor, sinirdeki aksiyon potansiyelini düzenleyip ileri-refleks hızını artırıyor, felç ve inme riskini azaltıyor.
7- Vücudun bağışıklık sistemini son derece mükemmel hale getiriyor ve her türlü alerjiyi, özellikle de damarsal kökenli ve strese bağlı cilt alerjilerini kökünden engelliyor. Kanser oluşumlarına karşı tüm vücudu koruyor. —
Not: Kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışınız..